Türkiye’de çiftçiler, maliyet artışları ve düşük fiyatlar nedeniyle ülke genelinde giderek yayılan eylemler düzenliyor.
Mazot, gübre ve ilaç gibi tarımsal girdi maliyetlerinin çok yükselmesine rağmen, ürünlerin fiyatı bu maliyetleri karşılayacak durumda olmadığı için eylemler hergeçen gün yayılıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Haziran ayında tarımsal girdi fiyatları yıllık bazda yüzde 47,56 arttı.
Ayçiçeği, mısır, pamuk, buğday, arpa, sebze ve meyve fiyatları son birkaç yıldır neredeyse aynı fiyata alıcı buluyor. Sanayi domatesi gibi bazı ürünlerin fiyatı ise geçen yılın bile gerisine düşmüş durumda.
Türkiye’nin dört bir yanında çiftçiler, fiyatların maliyetleri karşılayamadığını söyleyerek giderek yayılan protestolar düzenliyor.
Kimi çiftçilerimiz mahsulleri toplamadan tarlalarını sürüyor, kimisi geniş traktör konvoyları oluşturarak yolları kapatıyor.
Türkiye de ilk kez Çiftçilerin bu çapta kitlesel eylem içinde olduğunu belirtebiliriz , Krizin ne kadar derin olduğunu buradan anlayabiliriz.
Bursa Karacabey’deki domates üreticileri, fabrikaların sözleşmede taahhüt edilenden daha düşük fiyata domates alması nedeniyle eylem başlattı.
Balıkesir, Bilecik, Kahramanmaraş, Gaziantep, İzmir ve Aksaray’da çiftçiler traktörleriyle konvoylar düzenleyerek eylem yaptı.
Rize, Konya, Eskişehir, Yozgat ve Burdur’da çiftçiler maliyetin altında kalan fiyatları protesto etti.
Tarımsal üretimdeki yapısal sorunlar, çiftçinin her yıl benzer sorunlarla karşılaşmasına sebep oluyor.
Özellikle üretim planlamasındaki eksiklikler sebebiyle bazı ürünler bir yıl çok pahalı olurken, diğer yıl tarlada kalabiliyor.
Fakat bu yıl, geçtiğimiz yıllardan farklı olarak, neredeyse tüm ürünlerde fiyat sorunu yaşandı.
Ziraat Mühendisi Bahar Çınar, “Biz bunu patates ve soğanda çok görürüz; soğan bir sene 30 lira olur, diğer sene tarlada kalır. Fakat şimdi birçok üründe aynı şeyle karşılaşıyoruz” diyor.
Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım; ayçiçeği, mısır, buğday ve arpanın üç yıldır aynı fiyattan satıldığını, sebze fiyatlarının ise geçen yılın gerisinde kaldığını belirtiyor.
Avrupa’daki çiftçi eylemleri, sürdürülebilir tarım ve karbon emisyonu azaltma hedefleri nedeniyle kamu desteğinin kısılmasına karşı bir tepki olarak ortaya çıkıyor.
Karbon emisyonunu azaltabilmek için tarımsal üretimin azaltılması eğilimi, Avrupalı çiftçilerin tepkisine yol açıyor.
Türkiye’deki çiftçi eylemleri ise çok daha kronik yapısal sebeplere dayanıyor.
Artan enflasyon ve girdi maliyetleri, çiftçilerin her geçen yıl daha fazla zarar etmesine neden oluyor.
Türkiye’de çiftçiler bir sonraki sezon hangi ürünü ekeceğine, mevcut sezondaki fiyatlara bakarak karar veriyor.
Tarım uzmanları ;
“Avrupa’da bu eylemleri çok sık görüyoruz çünkü onların örgütlü bir yapısı var. Ancak Türkiye’deki çiftçi aslında eylem yapıp yollara düşen bir çiftçi değil. Her üründen zarar etmek canlarına tak etti ve bıçak kemiğe dayandı.”
“Birçok çiftçi artık üretmeyeceğini çünkü ürettikçe zarar ettiğini söylüyor. Çiftçi eğer ‘üretmek yerine faizden para kazanırım’ diye düşünüyorsa, bu ülkenin tarımı için gelinebilecek en kötü noktadır.”
Yaptıkları açıklamalar ile aslında Türk Çiftçisinin ne durumda olduğunu en net biçimde özetliyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) Haziran ayı verilerine göre, Türkiye’nin gıda enflasyonu geçen yılın aynı dönemine göre %68 arttı.
OECD ülkelerinin gıda enflasyonu ortalaması ise %4,1 olarak gerçekleşti.
Peki Türkiye’de tüketiciler bu kadar yüksek gıda fiyatlarıyla mücadele ederken, çiftçiler nasıl gelir kaybı yaşıyor?
Tarladaki bir ürün önce tüccarlar aracığıyla hallere dağılıyor, oradan da marketlere ve sofralara ulaşıyor.
Tarladan sofraya kadar süren bu üretim ve tedarik zincirindeki en zayıf halka ise çoğu zaman çiftçiler oluyor.
Tüccarlar, sanayiciler ve zincir marketler yüksek enflasyon karşısında fiyatlarını maliyete göre düzenlerken, çiftçiler bunu yapamıyor.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, eylemlerin CHP’li vekiller tarafından koordine edildiğini söyledi.
Sayın Tarım Bakanı Muhalefet’in Ana Görevlerinden birisi İktidar görevini yerine getirmediğinde veya Görevini eksik yaptığında Adaletsizliğe Hukuksuzluğa ve Haksızlığa uğrayan kesimleri hak arama mücadelesine davet edip milletimizi teşkilatlandırmaktır öncülük etmektir bunu unutmayınız.
Sizin göreviniz Muhalefeti suçlamak değil yaşanan krizi sona erdirmektir.
CHP’nin son birkaç aydır direkt tarımı hedef alan bir strateji başlattığını iddia etti çiftçilerin çoğunun ‘bunlara pirim vermediğini söyleyen Yumaklı, eylem düzenlenen illerde gerekli tedbirleri almaya başladıklarını belirtti:
“Salçalık domates üretiminde yarım milyon tonluk bir artış oldu ancak bu çok büyük artış değil. Biz bu fazlalığı öngörmüştük ve Ticaret Bakanlığımız ile iletişime geçerek mayıs ayı başında ihracat kısıtlamasının kaldırılması ile önlem almıştık. Çiftçilerin bir kısmı da sözleşmelere uyulmaması nedeniyle sorun yaşıyor. Sözleşmelere uyulması için de çalışmalar başlatıldı.
“Biz domates üretimi yapılan bölgelerin sorununu çözerken, bunu siyasi bir ranta çeviren CHP milletvekilleri farklı eylemleri organize etti. Her şeyde olduğu gibi sorunu daha da büyüterek Türkiye’de sanki üretimle ilgili her şey bitmiş gibi konuşup insanları yönlendirmeye çalışıyorlar.”
CHP Tarım ve Orman Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem ise 16 Ağustos’ta yaptığı yazılı açıklamada, çiftçilerin görmezden gelindiği için protesto ettiğini söyledi:
“Rize, Kınık, Karacabey ve Nizip’teki çiftçilerin protestoları CHP milletvekilleri tarafından değil, geçim sıkıntısı çeken çiftçilerimizin çaresizliği ve hayal kırıklığı nedeniyle organize ediliyor. Ürünleri için adil fiyatlar ödenmediği, aracılar ve şirketler tarafından sömürüldükleri ve hükümetiniz tarafından görmezden gelindikleri için protesto ediyorlar.”
Ne diyelim
İktidarın Ülke sorunlarına odaklanıp milletimizin yaşadığı sıkıntılara çözüm bulmak yerine gündemi değiştirmek için bu sorunların konuşulmasını engellemek için yaptıklarını da görmekteyiz.
Saygılarımla