ÇUVAL SKANDALI
ABD’nin Irak’ı 2003’de işgalinden önce Türkiye’nin savaşta ABD ile dayanışma içinde hareket etmesini öngören Hükümet Tezkeresinin 1 Mart 2003’de TBMM tarafından ret edilmesi üzerine ABD ile başlayan gerginlik , Türk Askerinin başına çuval geçirilmesi ile ileri seviyede gerilmişti.
Çuval olayının ardından 2007 itibari ile Balyoz ve Ergenekon Kumpasları ile Amerika ile sorunlar had safhaya ulaştı.
ABD, Çuval operasyonu ile bizi test etti ve direnç göstermediğimizi, pasif ve korkak davrandığımızı, zamanın Genelkurmay Başkanı Özkök ün sessizliğini, pişkinliğini, korkaklığı ve görevini sürdürdüğünü ve dönemin komutanlarının ve hükümetin tepki vermeyişlerini görünce ABD düğmeye basarak intikam duygusuyla bizi hedef alan siyasi, ekonomik ve askeri politikalarını devreye soktu.
Yunanistan dahi kendinde cesaret bularak Tarihten gelen ‘’GENİŞLEME’’ stratejisini bu ortamda uygulamak istemiştir.
Çuval operasyonuna misli ile karşılık verilseydi yani teslim olmasaydık günümüzdeki sorunları yaşamaz, uluslararası milli itibarımız ve onurumuz korunmuş olurdu.
Meşru Müdafaa hakkımızı kullanabilirdik ama kullanmadık.
ABD Irak’ı işgal ettikten hemen sonra dönemin ABD Başkanı Bush’ın “Irak’ta verdiğimiz kayıpların çoğunun Türkiye’nin politikasından kaynaklandığını ve bunun hesabının sorulacağını” açıkça ilan etmesine rağmen protesto notası dahi vermedik. Soranlara da “Müzik notası mı” şeklinde acemice cevap verdik.
ABD’nin Yunanistan Kavala’da üs kurması, Yunanistan’la savunma işbirliğini aleyhimize genişletmesi ve uzatması, ABD’nin Yunanistan ve Türkiye’ye yaptığı askeri destekte 10’a 7 oranının sonlandırılması, Ege’de Yunanistan’ın 20 civarında adamızı işgal etmesine ABD ve NATO’dan çıt çıkmaması ilişkilerimizin daha da bozulacağına işaret etmektedir.